13 Ekim 2015 Salı

12 Ekim 2015 Pazartesi ( Jüpiter- Pluto ve Güneş- Uranüs Açıları )




Gün Enerjisi ( Numeroloji ) : 12 / 3

Günün Rehber Kartı ( Taroloji ) : Joker

Güneş : Terazi

Ay : Terazi

Gün Yöneticisi : Ay

Gecenin ilerleyen saatleri itibariyle hareketli bir gün içindeyiz! Saatler 02:51’i gösterirken Jüpiterin Pluto ile üçgen açısı göze çarpıyor. Jüpiter iyicil bir gezegendir, derin bilgelik ve anlayış olarak kendini gösterir. Bilgelik, ruhun öz ile buluşmasıdır ve bu buluşma, yaşam yolculuğumuzda çok değerlidir, insanın kendini bulduğu ve tanımladığı bir süreçtir. Jüpiterin başakta oluşu, bu genişlemedeki gelişimi, bunun bütünsel hizmetini ve bu anlamdaki duyarlılığı artırır. Pluto da oğlakta seyrediyor. Pluto zodyağın bilinen en karanlık gezegenidir ki yapılan son araştırmalar onun bir gezegen olmadığı yönünde sonuç vermiştir. Yine de biz onu astrolojide bu rolle kabul etmekteyiz. Pluto için iyi ve kötü yoktur. O, varoluşun ulaşabileceği en üst boyuttur ve ona kimlik verenin nasıl bir kutup taşıdığı önemlidir. O olduğu yeri güçlendirmekle görevlidir, bu gücün taşınıp taşınamadığı önemli! Jüpitere Plutodan gelen bu desteğin hem önemli hem de biraz düşündürücü olduğu kanaatindeyim. Jüpiter bazen kendini fazlaca yeterli görebilir ve asıl durumun uzağında bir farkındalıkla da hareket edebilir. Burada bizim kendimizin ne kadar farkında olduğumuz, niyetimizin saflığı ve egomuzu nasıl taşıdığımız önem taşıyacaktır. Şimdi vaazdan çok eyleme ihtiyaç var ve burada samimiyetin önceliği artıyor. Birlikte olmalıyız. Yönlendiren olmaktan çok yönelme zamanı ve bunu anlamak önemli!

06:49’da Güneş, Uranüs ile karşıt açı yapıyor. Güneş bizim özümüzdür. Uranüsse orjinalitemiz, çağın ötesindeki düşünme gücümüzdür. Bunu nasıl kullandığımız çok önemli! Uranüs retro hareketini koruyor. Burada Koçun gölgesine düşmemek önemli! Kendimize has olanı sağlıklı bir şekilde ifade edebilmeliyiz. Kendimiz olma ve bütün olma, kendimiz olanın bütünü de içine alma ve bütünün onu sarma durumunu fark edebilmeliyiz. Öz ve bunu nasıl ifade ettiğimiz, bu ifadede kendimizi ne kadar özgür kılabildiğimiz, denge, içsel ve dışsal bütünlük, bunların birbirlerindeki tezahürü, bu anlamda önemli bir geçiş! Güneş ve Ayın terazide olduğunu hatırlarsak, ihtiyacımız olan kendimizin farkında( sınırları net ) bir uzlaşı!

Bugün Ay günü! Derinlere indiğimiz, yaşamın pusunda kendimizi bulduğumuz bir gün! Duygu yoğunlukları söz konusu olabilir. Duygular, mantığın devre dışı kaldığı yerde çok daha güçlü bağlantılar yaratır. Onu yönetebilecek tek şey akıldır; çünkü akıl, insanın yüreği ile barışı mümkün kılmış bir varlıktır. Hisler tüm varoluşu saran bir güçtür; bununla birlikte onları ehlileştirebilmiş olabilmek önemlidir. Vahşi bir at sizi incitebilir.
Gün titreşimi de derinleşmenin söz konusu olduğu bir dönemden geçtiğimizi söylüyor. İçsel büyüme 12, dışsal büyüme 3 ile simgelenir. İçsel büyümeyi reddettiğimizde yaşamda tepetaklak olma durumunu yaşarız. Burada ölümü gerçekleştirerek yeni bir bilinçle ipleri ele alamaktır ihtiyaç olunan! Kişi dışsal büyümesini içsel büyüme ile dengeleyemediğinde bu kontrolsüz bir büyüme olur ve kontrol kuramaz. İçsel büyümesini dışşsal büyüme ile dengeleyemediğinde de bu bir kriz yaratır. Bu kriz doğum sancısı gibidir. Bir şeylerin açığa çıkması gerekir, vakti gelmiştir ve bunun için değişimi mümkün kılabilecek olan adımı atabilmek gerekir. Bunları anlamak önemlidir!

Son olarak bugünün rehber kartının ‘’joker’’ olduğunu görüyoruz. ‘’joker’’ yeniyi merak eden bir çocuk gibidir. Uranüs gezegeni ile ilişkilendirilir. ‘’ Kişi ya bilmiyordur ya da bildiğini kullanmıyordur. ‘’ denir. Bilginin kısıtlamasından özgürleşerek bilgeliğe giden yolları açabilme, kendimize yeniyi keşfedebilme adına bir şans verme! Daha önce denemediğimiz ya da denediklerimizden farklı bir yol deneme! Buradaki mesaj önemli!

ve gelelim bugünkü ‘’AŞK DETOKSU’’ çalışmamıza( 20. gün)! Ne kadar ilginç, yarın Yeni Ay var ve bizim çalışmamız tamamlanıyor. Çözülmeler gerçekleştirilmiş oluyor ve yeni bir dönem başlıyor. Güneş Teraziye geçerken başladığımız çalışmamızı, Yeniay terazide olurken tamamlıyoruz. Bakalım hangi taşları oynattık yerinden? Hepsi dökülecek, sonbahar yaprakları gibi ve yeni olan doğacak, olgunlaşma süresi başlamış olacak, bahar geldiğinde, tüm yaşamla gözlerini yüreğimizden açacak gibi… Amin ve bugünkü çalışmamız:

‘’ Bugün sizi sadece size götürmek geliyor içimizden ve bunu yapacağız! Çok sade bir çalışma olacak! Bugünkü çalışmamız, tamamen, içinde ve yüreğinde ışık taşıyacak! Şimdi gözlerinizi kapatın ve derin derin nefesler alın! En erken yaşlarınızı hatırlayın! Gözlerinizin içine bakın! Yüreğinizden yüreğinize sevgi aktığını hayal edin! O akışı ve dokunuşu, büyümeyi ve genişlemeyi hissedin! Şimdi daha ileri yaşlarda bir zamana gidin ve gözlerinizin içine bakın… Ellerinizi tutun ve sarılın! Kendinize sımsıkı sarılın! Tıpkı bir bedenin sizi böylesine sarmasına ihtiyaç duymuş olduğunuz gibi! Gözlerinizin içine bakın ve yaşam yolculuğunda sizinle olan size teşekkür edin! Ona( kendinize ) haksızlık ettiğiniz bir zaman olmuş mudur hiç? Düşünün ve böyle bir zaman görmüşsesiniz( hatırlamışsanız ) özür dileyin ve sarın onu( kendiniz ), şefkat dolsun içinize… Şu anki zamana gelin! Gözlerinizin içine bakın ve kendinize kendinizi, tamamen ve olduğunuz gibi ne kadar sevdiğinizi hatırlatın! Sarılın bu halinize de, sevginin akışını ve bu akışın gücünü hissedin ve bırakın çok derinlerde bir şeyler çözülsün gitsin… İşte bu! Açılıyor denizler ve dökülüyor yağmurlar… Toprak kokusu… Ağaç kokusu, yaşam kokusu! İşte bu! Her halinize bir isim verin ve üç resim yapın! Bunlardan her birine yeni isimler verin ve birini seçin! O isimle yeni bir resim yapın ve ona yeni bir isim verin! İşte o sizsiniz! Bugünlük de bu! Yarının son ışığında buluşmak ve muhakkak ki buluşmak üzere… İşte bu şimdilik! ‘’

Sizi seviyorum,



Hüseyin Akdağ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder