16 Ağustos 2015 Pazar

17 Ağustos 2015 Pazartesi ( Ay Terazide )




Gün Enerjisi ( Numeroloji ) : 24 / 6

Günün Rehber Kartı ( Taroloji ) : Aziz

Güneş : Aslan

Ay : Terazi ( 23:22 itibariyle )

Gün Yöneticisi : Ay

Bugün bize karanlıkların aydınlığa varışından bahsediyor. Akan su, kıyısını buluyor ve artık denize dökülüyor. Derinde olan, yaşamda olanla buluşuyor ve kontrollü bir çalışmanın ışığı yanıyor. Bugün kararlar verilebilir gibi gözüküyor ve neyin bizim için ne anlam ifade ettiğinin farkına varmak için daha doğrudan ışıklar yanacaktır. Karışık birkaç günü geride bıraktık, biraz daha uçlardaydık ve önemli iniş ve çıkışlar yaşadık, şimdiyse artık bir şeyler daha belirginleşmeye başlıyor ve burada kendimizle ilgili netleşmeler önem kazanır gibi gözüküyor.

Rehber kartımızın ‘’aziz’’ olduğunu görüyoruz. Bu kart, Tarotun üç koruyucu kartından biridir ve bu kart bize, bugün güven temasının önem taşıdığından bahsetmektedir. Neye güveniyoruz? Neye inanıyoruz? Ne bize şu an biraz da olsa huzur veriyor? Neyi düşünürken kendimizi biraz daha özgür hissediyoruz? Sizce dün farkında olmayıp da şu an farkına vardığımız nedir? Ne bizi bugünde şanslı kılan şey olabilir? Bunun farkına varmak için ihtiyacımız olan şimdide nedir?

Her an bizi koruyan bir şeyler vardır ve bunun farkında olmak önemlidir. Her şeyin bütünde derin bir hikayesi vardır, tıpkı bin yıllık bir ağacın kökleri gibi, bunu anlayabilmek, yüreğin soyut ışığındaki somut gerçekliğin yansımalarını görebilmekle ilgilidir. Bu ne demektir? Bazen her şey, içinde bulunduğumuz an itibariyle bir hayli anlamsız gözükebilir. Gerçekten böyle midir? Anlamın ıskalandığı tek bir an yoktur; bununla birlikte ancak o andaki ışığa gözlerini açabilen bunun farkına varabilecektir. İş, uyanık olmak ve bunu koruyacak cesareti kendinde bulabilmektir, bunlar önemli!

Bugün Ay günü, derinlilerimiz bize özel mesajlar taşıyor, iç sesimizi duyabilmek için kendimize küçük de olsa anlar yaratmalıyız. Bir ara alın kağıt kalemi elinize bir şeyler çiziktirin. Ne kadar anlamlı ya da anlamsız olduğunu umursamaksızın sadece çizin. Sonra altına o an içinizden gelen bir şeyler karalayın, yüreğinizden geçtiğince ve ardından gözlerinizi kapatıp birkaç dakika dahi olsa derin derin nefesler alın ve gittikçe yavaşlayarak nefesinizin sesini dinleyin. Gözlerinizi açtığınızda neyi daha farklı hissediyorsunuz, buna odaklanın ve isterseniz bunu not alın.

Bugün 23:22 itibariyle Ay terazi burcuna geçiyor. Ne güzel, barış rüzgarları esecektir ve biraz daha ortalık yatışacaktır. Diplomatik ilişkiler biraz daha uzlaştırıcı bir etki kazanabilir. Ülkemiz önemli zamanlardan geçiyor ve bu zamanlar, uzlaşmanın önemli olduğu zamanlardır. Birlik olmamız gerekiyor, bunun için de farklılıkların bizi bizden ayıran değil, bizi bütündeki temsil ettiğimiz parçayı doldurmaya götüren ışık olduğunu hatırlayabilmeliyiz.

20:17 itibariyle Ay, Satürn ile altmışlık yaparak boşlukta hareket ediyor. Teraziye geçene kadarki süreyi özellikle bizi kendi içimizdeki ışığa götürecek çalışmalarla geçirebiliriz. Kendi rutinlerimizi yapmayı da tercih edebiliriz. Bu saatler önemli kararlar almak için çok verimli zamanlar değildir. Yaşamı kolaylaştırmak için neleri daha farklı yapabiliriz? Nasıl çabalarımızın karşılığını daha büyük bir verimle alma şansı yakalayabiliriz? Yaşamımızın özellikle hangi alanlarında daha büyük bir gelişim söz konusu? Buradan bakacak olursak, bugün dünden farklı olan ne? Bunun ne kadar farkındayız? Nasıl bu gelişimi ve buradaki farkındalığımızı yükseltebiliriz? İşte bunlara yoğunlaşabilir ve özel mesajlar alabiliriz.

Bugün yüreğinizin ışığına güvenin ve onunla olan bütünlüğünüzü koruyun, bunun öneminden ve gücünden emin olun. Yaşam bazen küçük bir çocuk, bazen koruyucu bir baba, bazen şefkat dolu bir annedir ve yaşam her şeydir ve en çok da olduğumuz bizdir ve bunun farkına varmak, kendimizin farkında olarak ihtiyaç duyduğumuz ışığı yaratmak ve onu yaşatmak demektir. İşte bunlar önemlidir, bugünlük de bu!

Sizi seviyorum,

Hüseyin Akdağ

16 Ağustos 2015 Pazar




Gün Enerjisi ( Numeroloji ) : 23 / 5

Günün Rehber Kartı ( Taroloji ) : Şeytan

Güneş : Aslan

Ay :  Başak

Gün Yöneticisi: Güneş

Bugün gün titreşimi bize ‘’ Bil ki sınırların olduğu yerde yaşam vardır ve insan bu sınırların ötesindeki yaşama yürüdüğünde, şayet bu yaşamda kontrol kurulabilmişse, orada cennet vardır ve cennete varan barışın ışığını yakmış olandır. ‘’ diyor. Nedir cennet? Korkunun ötesidir. Nedir barış? Yaşam ile bütünlenebilmiş olmak demektir.

İnsan mutlak ki sırdır; bununla birlikte bizim yaşam yolculuğumuz bu sırrın perdelerini aralayabilecek güçte olandır. Gündüz ve gece vardır ve her biri birlikte çalıştığında, insan yolculuğunun bütünlüğünü yaratır. Işık ve karanlık! Bizler her birinin yaratığı ışığın toplamıydık. Bildiklerimiz, bilmediklerimiz; bildiklerimizi bilmediklerize giden yol yaptığımızda, hak ettiğimiz cennetin kapılarını araladık.

Bir kovan ve bir kovulan olduğuna inandırıldık; bununla birlikte kovan kendini kovmuştur ve hatırlayan, yaşamın ışığını bulmuştur. Yaşam kovulduğumuz değil, hak olup aldığımız bir ışıktır. Burada olmak ayrıcalıktır. Burada olmak, cesarettir. Burada olmak, sevginin kalbinde olmak demektir. Burada olmak, anlamı çözüldüğünde bizlerle bütünleşebilir.

Bugün Ay başakta seyrediyor, mantık ve akıl ön plana çıkıyor. ‘’ Aklın yolu birdir. ‘’ dediğimiz bir gündeyiz ve bizim o birliğin farkına varmamız gerekiyor. Bugün yapılacak olan gelişim çalışmaları çok iyi sonuçlar verir. Her türlü temizlik lehimizedir. Başak dünyayı derleyip toplamakla görevlidir; bununla birlikte buna kaptırıp kendini dağıtmaması da önemlidir. İşte burada sınırları koymak gerekecektir.

‘’ Senin gelişimin benim gelişimimdir ve benim bendeki gelişimim mutlak olduğunda, bu tüm yaşamın ışığını hak edişidir ve hak eden alır, hepsi bu! ‘’ Yolculuğumuzdaki bütünlüğü fark etmek kadar, bu yolculukta benliğimizi keşfetmiş olmak da önemlidir. Ben kimim? Benim sınırlarım neler? Nerede kendimim? Nerede potansiyellerimi ışığa dönüştürebilmekteyim? Nerede sessizim ve nerede yaşamla sesleştim? Sesleşmek nedir? ‘’ Ben buradayım ve bunun anlamının farkındayım ve buna teşekkür ederim. ‘’ demektir.

Rehber kartımız cuma günü olduğu gibi ‘’şeytan’’ ve anlaşılan ‘’şeytan’’ tekrar gelerek görevini tamamlamak istiyor. Yaşamda onun ne anlama geldiğinin farkına varmak çok önemlidir. Bizi yöneten öfke ve bunu besleyen korkuysa, gerçek değiliz, sadece sürünmekteyiz. Bizi yöneten artık bizim yöettiğimiz akılsa; hoşgeldiniz, cennetteyiz!

 Yaşamının ipleri senin elinde mi? Bunlar senin yaratabilmiş olduğun şartlar itibariyle şimdideki bilinçli seçimlerin mi? Ne kadar farkındasın her şeyin ve bunun için ne yapabildin? Kendine ne kadar fırsat verdin yüreğinin sesini duyabilmek için ve onun gücünün ne kadar farkına varabilmektesin?

Zihin sabote eder. Onun hep kuşkuları vardır. Olumsuz deneyimler onu hep benzer sonuçların akışına kışkırtır; bununla birlikte yürek cesaretle uyanır ve onda aklın ışığı yandığında, o artık cennetin kalemi olup yazmaktadır. Her şey nasıl olursa olsun, her şey içeriden dışarı taşandır, sizin oluşunuz emin olun ki önce sizi, sonra yaşamı kurtarır.

Cuma ‘’şeytan’’ bize rehberlik etti, sizin nasıldı bilmiyorum; ama benim o gün sınırlarım epey zorlandı ve esneyerek, irademi de koruyarak kontrol kurmam gerekti. Dün rehber kartımız ‘’güneş’’ti ve dün benim için güçlü bir gündü. Yüreğime ışık doğdu, özellikle akşam saatlerinde ve o dönem Venüs- Güneş kavuşumu ile Merkür- Pluto üçgeni gerçekleşiyordu.

Bugün tekrar ‘’şeytan’’ karşıma dikildi ve ben şu an onun daha farklı bir görev taşıdığını düşünüyorum. Dün gevşedik ve bugün hatırlayabilmeliydik. Neyin önceliğimiz olduğunu bilmeliydik. Sınırları hep bilmeli ve bu sınırlar dahilindeki özgürlüğü yaratabilmeliydik. Sınırsız olmak, özgür olmak demek değildir. Sınırların gücünü elimizde tutuyor olmak, gerçek özgürlüğün kendisidir.

Bugün hatırlamamız gereken, sorumluluk yaşamda daimidir. Uyumak bile aslında uyumak değildir. Yaşam rüya boyutlarda da devam etmektedir. Bize düşen gölgelerimiz ardındaki ışığı bulabilmektir. Öfke dediğimiz, aslında bizi korumakla görevli bir gücün kontrolden çıkmış halidir. Önümüzü görelim; bununla birlikte saldırmak yerine yönetmeyi tercih edelim. Bastırmak yerine, onunla iletişim kurabilelim ve onun tamamen kendimizde cevapları olan bir gerçeklik olduğunu fark edebilelim.

Merkeze gelmeliyiz. ‘’ Kim ne yaptı ve neden? ‘’ yerine ‘’ Ben ne yaptım ve şimdi ne yapabilirim? ‘’ sorusunu sorabilmeliyiz. ‘’ Bundan daha iyi nasıl olur? ‘’ Aha yaşamın ışığını yakacak soru budur; bununla birlikte cevaplar ‘’ O şöyle şöyle yapsa/olsa… ‘’ değil, ‘’ Ben şunun, şunun farkına varıp kendi yaşamımın gücünü ele almak için şunu, şunu, şunu yaparak başlamalıyım. ‘’ şeklinde olmalıdır.

Her şey berbat gözükebilir; bununla birlikte emin olun insan, her durumun üstesinden gelebilir ve bunun içinden çıkabildiği gibi bunu bir şansa da dönüştürebilir. İnsan sonsuz yaratıcı gücün kendisidir ve emin olun içinde bulunduğumuz her hikaye aslında bizim inşa ettiğimizdir ve mutlaka bu yapı, güçlü bir yaşamın temelleri olabilecek güçtedir.

Bazen durmak, bazen harekete geçmek gerekir. Şu an nerede olduğumuzu yalnızca yüreğimiz bilir. Onun sesini duymak için  öfke ve korkunun ötesindeki şehirlere varmak gerekir. Vatan oradadır ve oraya vardığımızda, yaşam da bize sesini duyuracaktır. Şimdilik bu!

Sizi seviyorum,

Hüseyin Akdağ