Gün Enerjisi
( Numeroloji ) : 13 / 4
Günün Rehber
Kartı : Ay
Güneş :
Terazi
Ay : Yengeç
( 03:21 itibariyle )
Gün Yöneticisi : Güneş
Bugün 03:21 itibariyle Ay, yengeç burcuna geçiyor. Dün 20:19
itibariyle Ay boşluktaydı. Dün geceyi biraz dağılmış hissiyle geçirmiş
olabilirsiniz. Her şey yolunda, bugün güne enerjimiz daha yoğun bir şekilde
başlıyoruz. Ayın boşlukta olduğu zamanlar içselleşmek için çok daha uygun
zamanlardır. Yatıp uyumayı da seçmiş olabilirsiniz. Bedenen ve ruhen
dinlenmenin daha yoğun yaşandığı zamanlardır. Ay yengeçte, hissel yoğunluk
artar. Aile teması daha ön plana çıkar. Yengeç, öncü bir burçtur. Hareket
isteği daha yoğun kendini hissettirir. İç sesinize kulak vererek hareket edin!
Bu iki gün sulu sepken takılmalar olabilir( hüngür şakırt durumlar )! Rahat
olun ve akıp gitmesine izin verin! Bırakın su aksın yolunu bulsun! Yağmur
toprağı ışık ışık kokutsun ve içimizdeki bütünleşme( eril- dişil denge ) mümkün
olsun!
Gün
yöneticisinin Güneş olduğunu görüyoruz. Bugün kendimizi bulmak, özümüze bir
yoculuğa çıkmak için güzel bir gün gibi gözüküyor! Özünüzdeki güç ve ışığı fark
edin! Onu sevgiyle kabul edin! Bugün ‘’ Kendinizle sevişin! ‘’ desem, bu bizim
için ne anlam ifade edecektir? Kendinizi, kendinizin karşısına dikilen kendiniz
olup sevin! İşte bu demektir ki ‘’ Kendinizle sevişin! ‘’ Birlikte olun, tüm
varlığınız ve bu varlığın sarıp sarmalamakta olduğu her şeyle! Doğanın sesini daha bir duyun ve onun o sonsuz
döngüsündeki güç ve ışıkta kendinizi bulun! Yenilenmenin kapıları açılsın ve bu
yenilenme, ışığınız olup size derinliklerinizdeki gücü hatırlatsın ve
yoğunlaşın, yoğunlaşın, yoğunlaşın! Bırakın sevgi yüreğinizden siz olan tüm
yaşama aksın ve siz olan tüm yaşamdan size, oluk oluk! Burada neyin sesini
duysak kendimiz olurduk? Her şeyin ardından bize huşu içinde gülümsemekte olan
Yaradan sesi ve o ses, bizden öte bir gerçeklik değildi ve bunu anlamak
önemliydi! Bugün sadece duyun her şeyden size seslenen kendinizi!
Rehber
kartımızın ‘’ay’’ olduğunu görüyoruz ve Ay kendini en güçlü ifade edebildiği(
yöneticisidir bu burcun ) yengeçte bulunuyor. Ay, duygular ve saklı
kişiliğimizdir. Suyun derinlikleridir. Derinler açığa çıkıyor bugün ve bunun
anlamı içimizdeki ışık olup büyüyor. İzin verin köklensin, büyüsün ve
genişlesin! İzin verin aksın ve olsun! Dudaklarınızdan dökülsün kelimeler
özünüzden dökülen bir ışıkla! Huzurun ve kendi sesinizi duymanın tadını
çıkarın! Ne kadar değerli ve önemli olduğunuzun farkına varın! Siz insansınız
ve yaşam sizinle nefes alıyor! Bunun ne kadar büyük bir önem taşıdığını hiç
düşünmüş müydünüz? O zaman şimdi hatırlamanın tam sırası!
Gelelim gün
titreşimine! Bugün ‘’ Öl! ‘’ diyor bize gün! Peki, bu ne anlama geliyor? Eski
kral ego( buradaki egodan kasıt bizde ayrılık bilincini yaratandır ) artık
olgunlaşma sürecini tamamlıyor ve ölümünü gerçekleştiriyor. Egosal benliğin
oluşumunun söz konusu olduğu yolculuk bizim bilincimizin gelişimini en yoğun
gerçekleştirdiği yolculuktur ve çok değerlidir. Ölümdeyse artık daha derinlere
iniş gerçekleştirilir ve orada benliğin doğumu başlar. Benlikte, ben ve sen artık
el ele tutuşur ve tıpış tıpış yürür. Bilir ki ben senin içinde, sen de benin
içindedir ve bu birliktelik özün bize en değerli hediyesidir ve ‘’ İpleri ele
al, kırmızı ipi elden bırakma, şimdi düzen kur! ‘’ diyor. Burada Ata ışık
devreye alınıyor. Nedir Ata ışık? Nesillerimizin bize armağan etmiş olduğu bayrağın ışığıdır ve onun
gelişimi insanın derinliklerine doğru gerçekleştirdiği yolculuğun ışığını, ışığında
yakmaktadır. Şimdi artık kontrol kurmak gerekir. Uyanmalı ve bunun uyandırılış
olduğunun farkına varılmalıdır. İzin verilmelidir zamana, sana anlatsın
sırrını, anlatsın ki insan bu sırda, yüreğinin sesini duyabilsin ve bunun ne
anlama geldiğini kendi içsel yolculuğumuzun ışığında fark edebilsin.
Bugün Güneş
günüydü ve Güneş, terazideydi. İşte bunu anlamak önemliydi. Şimdi sendeki ben,
bendeki sen ve bu bütünlükteki yaşam dediğimiz ışık ve bu ışığın bizdeki ve
bizim ondaki yolculuğumuz keşfedilebilmeliydi. Şimdi bir yerden başlamak
gerekirdi ve iş, gözlerimizin içine bakıp ne kadar değerli bir ışık
taşıdığımızı kendimize hatırlatabilmekteydi. Bakın gözlerinizin içine,
baksanıza! Ne duruyorsunuz( Şımarıyorum )? İnanın çok seviliyorsunuz! İnanın,
çok seviliyorsunuz…
ve gelelim
bakalım ‘’AŞK DETOKSU’’muzun 12. gününe, çok da severim 12’yi, bakalım bu sayı
bizi hangi derinliklere götürecekti:
‘’ Bugün
size söylemek istediğimiz, çok kendinizden kendinize bir sesi duyabilmeniz! Bugün
ölüm anının sırrını keşfedeceğiz ve yeniden doğmanın o eşsiz musıkisiyle
buluşabileceğiz! Özellike bu kelimeyi seçtik; çünkü derinliklermize doğru bir
yolculuktur gerçekleştirdiğimiz! Köklerimize ve belki çok daha derinlere… ve
şimdi derin derin nefesler almanızı istiyoruz! Küçük bir çalışmamız var! Derin
bir nefes alın karnıza doğru ve yavaşça verin… Derin bir nefes alın, yavcaşça
verin ve derin bir nefes, yavaşça verin… Şimdi gözlerinizi kapatın ve aynı
şekilde nefes alıp vermeye devam edin! Bir… İki… Üç… Dört… Beş ve şimdi kendinizi
ilk anda hayal edin( insanın yaşama doğduğu )! Hiçbir şeyin henüz yeryüzünde
olmadığı bir zamanda ve yeryüzünün doğumunu seyredin! Neler görüyorsunuz? Neyle,
nasıl oluyor yaşamın kuruluşu? Ne gördüğünüzü, ne duyduğunuzu ve ne hissettiğinizi
mutlaka takip edin ve doğa ile buluşun… Doğanın sesini dinleyin! Rüzgar olun
esin, su olun akın, toprak olun doğumu kutlayın ve ağaç olun, kök salın… Bir
kuş olun, kanat çırpın, rüzgarı teninizde hissedin ve çırılçıplak yaşamı
seyredin ve şu an gece çöküyor ve gökyüzünde yıldızlar beliriyor… Onları
seyredin ve aralarından üç yıldız seçin! Her birine birer isim verin, nedir bu
isimler? Bunları kaydedin ve devam edin… Gecenin sessizliğini dinleyin… Burnunuza
gelen bir koku var mı? Sizce bu neyin kokusu? Onu da kaydedin ve devam edin!
Duyduğunuz bir ses? Sizce o neyin sesi? Onu da kaydedin ve ayı bulmaya çalışın!
Hangi halde? Yeni ay, hilal, ilk dördün, son dördün, dolunay? Bunu da ilave
edin kaydınıza( önümüzdeki ilk bu zaman sizin için önemli olacaktır ) ve
gözlerinizi açın! Bir resim yapın ve mutlaka ayı gördüğünüz haliyle resmin sağ
üst köşesine çizin ve şimdi doğumunuzu gerçekleştirdiğinizi fark edin ve
kendinize yani bu resimde yüreğinize akan o ışığın sesine bir isim verin! Şimdi
bu isimle bir melodi yaratın, bu melodi varoluş şarkınız olsun ve onda özünüzü
hatırlayın ve buluşma başladı! İşte bu, şimdilik! Aha şimdi! ‘’
Sizi
seviyorum,
Hüseyin
Akdağ