24 Eylül 2015 Perşembe

25 Eylül 2015 ( AŞK DETOKSU 3. Gün )




Gün Enerjisi ( Numeroloji ) : 24 / 6

Günün Rehber Kartı : Şeytan

Güneş : Terazi

Ay : Balık ( 22:43 itibariyle )

Gün Yöneticisi : Venüs

Bugün gün titreşimi önemli bir gün titreşimi olarak kendini gösteriyor. Bugün yaşamımızda iç sesimizi duyarak hareket edebiliyor olmak, ipleri ele almak ve bu anlamda uyanık olmak, verdiğimiz kararların bize çektiği yeni bir yolculuk olduğunun farkında olmak önemli olacaktır. Yaşam göze aldıklarımızın bizde yaktığı ışığın ve bunun armağanlarının toplamıdır ve bunun tam olarak ne anlama geldiğini anlamak, bugün daha önemli olacaktır.

‘’şeytan’’ kartının bugün bize rehberlik etmekte olduğunu görüyoruz. Gün titreşimi Venüsün aydınlık yönünü( 6 ) vurgularken, rehber kartımız ‘’şeytan’’( 15 ) Venüsün karanlık yönüne dikkat çekiyor. Sevgi ve tutku, gölgesinde öfke ve hırs olarak vardır ve bizim tam olarak nerede durduğumuzun farkında olmak önemlidir. Bugünün Venüs günü olduğunu da göz önünde bulundurursak bugün ilişkilerimizden bize yansıyan gölgelerimizin farkındalığı önem kazanacaktır.

Gölge nedir? Gölge, varlığının çok da bilincinde olmadığımız, daha çok bilinçdışı, özümüzü, onu maskeleyerek yansıtan parçalarımızdır. Özde bunlar çok daha farklıdır; bununla birlikte dünyada gizli bir görünümü seçmiş olabilir. Bu bizim ancak varoluşsal farkındalığımızla çözümleyebileceğimiz ve daha bilinçli bir oluşumu mümkün kılabileceğimiz bir durumdur. Yeryüzünde her yerde olunabilir. Bu, sonsuz özgürlük dahilindedir; bununla birlikte olduğumuz her yerin bir yükü ve bunun bir anlamı vardır ve buradaki bilinçli seçimlerimiz, bizi kendimiz olma yolunda, her şeyle bütünleşebilme şansına eriştirir. Bunlar önemlidir.

Bugün gölgelerimizi keşfediyoruz. Dışarıdan kendimizi gözlemliyoruz ve farkında olmadan kim olup yansıdığımızın farkına varıyoruz. Bunu anlamanın en kolay yolu çevremizde eleştirdiklerimizi gözlemlemektir. Mutlaka o parçalarımızda bize dair bir şey vardır bizden bize yansıyan ve onu bulmak gerekir. Memnuniyetsizlikten olan şikayetim, memnun olamadığım bir şeyleri işaret edebilir ve bunu itiraf etmekten kaçıyor olabilirim; çünkü itirafım buradaki değişim sorumluluğunu da almak olacaktır. Sürekli öfkeli kişilerle karşılaşmam, bastırdığım bir öfkem olduğu anlamına gelebilir. Dürüst olmadıklarına inandığım kişilerle karşılaşıyor olmam, kendime karşı dürüst olamadığım bir şeyler olduğu anlamına gelebilir ve bunların tam olarak ne olduğunu çözümleyebilmek gerekir.

Jung bunlara ‘’içsel insanlar’’ der. ‘’içsel insanlar’’ımızı ve bunun bizdeki anlamını keşfetmek bizi onlarla savaşmayı seçmek yerine onlarla, yani kendimizle barışa götürebilecektir; zira onları var eden bizde saklı olandan fazlası değildir. En azından burun buruna gelişimiz böyle bir hikaye dahilindedir.

Ay bugün 22:43 itibariyle balık burcuna geçiyor. 07:03 itibariyle Venüs ile karşıt yaparak boşlukta hareket ediyor. Bugün pasif bir hareket( içsel ) çok daha lehimize olacaktır. Bu karşıt açı Venüsün, Ayın meydan okuyan rakibi olarak kendini göstereceği anlamına gelir. Duygularımızın bizi Venüsün etkileyici gücünün karanlık tarafına geçerek durumları yanıltıcı bir şekilde yansıtmasına izin vermemeliyiz! Duygularımız bizi yönettiğinde, burada irademiz ve bunu temsil eden otoritemiz devre dışı kalır; bununla birlikte biz onları yönettiğimizde doğamızı keşfederek ve buradaki gücü aktive ederek yol alma şansı yakalanır. Duygular kendimizle ilgili henüz keşfetmemiş olduğumuz derin bir denizdir ve bilinçsiz bir dalgıç için vurgun işten bile değildir. Buradaki içsel uyum ve bütünlüğün sağlanarak hareket edilmesi birçok süreci çok daha kolaylaştırma şansına sahip olabilecektir. Amaç, sessiz kalmak değil, farkında bir ses olmaktır. Bastırılmış olan patlar ve sağlıklı olan en doğru ifadeyi bularak kendimizi ortaya koyabilmektir. İşte bunlar önemlidir.

Ay Balığa geçene kadar daha yavaş ve rutin bir döngüde kalmak tercih edilebilir. Balık teması bize derinleşme ve bütünleşme arzusu getirecektir ve içimizdeki bilgelik bütünsel bir ışıkta kendini dillendirecektir. Kaptırıp uçmayın! Hala dünyadayız! Bir balık konuşuyor! Yerden alın göğe verin ve gökten alın yere verin, dengeyi koruyun!

Bugünün çok önemli bir diğer önemli olayı 09:57’de gerçekleşen Plutonun ileri hareketidir. Plutonun geri hareket dönemi içsel gücümüzdeki yoğunlaşmanın yükseldiği bir dönemdir. Plüton şimdilik bilinen bir insanın gücünün ulaşabileceği son noktadır ve bilinçdışını temsil eder. Bilincinde olmadığımız bir güçtür ve yaşamın çok ileri boyutlarında kendini gösterir. Majik bir gezegen olduğu bilinir. Hipnotizmal bir gücü söz konusudur. İyi- kötü eşiğinin ötesindedir. O, tüm potansiyellerdeki gücün  simgesidir ve bunu yapabildiği her ne şekildeyse hayata geçirecektir. Burada bizim öz farkındalığımız çok önemlidir. O öfkenizde de sevginizde de size ışık tutabilir; bununla bilrikte öfkenizin yıkıcılığı yaşamınızın da yıkılışı demektir. Yıkan, yıkılır. Bunu bilmek gerekir.

Sevginin var ettiği bir yaşam, bizde var olan ve bize akan sevginin de kendisidir. Bu anlamda 17 Nisandan bu yana gerçekleşen Plutonun geri hareketi ile oluşan içselleşme süreci şimdi yaşam döngüsünde meyvalarını verecektir. Pluton gücü doğum haritalarımızdan gözlemlenebilir ve bunun hangi evimizde olduğu önemlidir. Bir burçta kalma süresi 11 ila 30 yıl arasıdır. Bu yüzden kendisi gibi yavaş hareket eden Uranüs ve Pluton ile jenerasyon gezegenleri olarak bilinir. Bu yıllarda doğan kişilerde ortak bir tema oluşturur.

Pluton, oğlaktaki bu yolculuğunda Satürn temasını güçlendiriyor ve ölümsüzleştiriyor; çünkü Pluton ölümün çok ötesinde bir güçtür. Satürnün de yayda olduğunu düşünürsek, bu dönem, ruh ve onun gücü ve bunu yaşamımızda kullanabiliyor olmak hem daha büyük bir sorumluluk yüklüyor hem de daha geniş bir çeperde bir potansiyeli var ediyor. Gücümüzü nasıl kullandığımızın farkında olmak önemlidir. Cadılık kuralı ‘’ Yaptığın her şey, en az kırk kere sana dönecektir. ‘’ Zaten Pluton da ‘’ büyücü, tedavici, şeytan, cadı ‘’ olarak bilinir. Seçim bizimdir.

05:17 itibariyle Mars başak burcunda hareket etmeye başlıyor. Artık bendeki çocuk bizdeki hizmet kavramına geçişini gerçekleştiriyor. Mars başak burcunda enerjimizi nasıl kullandığımız önem kazanır. Verimlilik teması ön plana çıkar. Burada da gücümüzü nasıl kullandığımız önemli olur. ‘’ doğru dozaj ‘’ çıkış yolu olabilecekken, ‘’ titiz, telaşlı ve aptal ‘’ bir görüntü çizmek sürecin gölgesinde kalmak olur. Enerjimizin tasarruflu kullanımı bizi çözmek istediklerimizde çözüme, aksiyse detaylarda boğulup enerjimizi dağıtmaya götürür. Her şeyi biz çözecek değiliz. Yardımcı olacağız diye kendimizi kaybetmemeliyiz; çünkü biz yoksak artık hiçbir şey yoktur ve bazen yardımın ardında kendi ihtiyaç duyduğumuzla yüzleşmekten kaçış olabilir! Sınırları koruyarak öncelikleri belirleyebilmeli ve ardından esnemeleri kontrollü bir şekilde gerçekleştirmeliyiz. İşte bunlar önemli!

Geldik nihayet ‘’AŞK DETOKS’’umuzun 3. gününe, bakalım bugün neler gelecek, bırakıyorum ellerim yazsın, ben de okuyorum:

Bugün yaşam yolculuğunda en büyük adımın olan bir anla seni karşı karşıya getirmek istiyoruz. İlk kez kaybettiğini düşündüğün an! İlk aşk acısı da diyebiliriz buna, şimdi bu anı hatırla ve oradaki duygunun adını  bul. Bu duygu sana neyi hatırlatmış olabilir? Sence ne daha farklı olabilirdi ve o günden bugüne ne değişmiş olabilir? Her birine bir kelime ekle! Dün, bugün ve yarın olsun bu kelimeler ve şimdi onları yan yana yazarak meditasyona gir ve orada sana bir şeyden bahsedilecek seninle ve yolculuğunla ilgili ve bu tek kelime olarak içine doğacak, onu bul ve şimdi resmet! İşte bu kelime senin aramağanın, bugün bizden sana verildi ve kendinden kendine! Şimdi onu al, onun açacağı bir kapı, yaşamında var. İşte bu, şimdilik! Yolculuk devam ediyor, bunu hatırla!

Sizi seviyorum,

Hüseyin Akdağ