9 Eylül 2015 Çarşamba

10 Eylül 2015 Perşembe ( Karanlık ve Işığın Aşkı )




Gün Enerjisi ( Numeroloji ) : 18 / 9

Günün Rehber Kartı ( Taroloji ) : İmparator

Güneş : Başak

Ay : Aslan

Gün Yöneticisi : Jüpiter

Bugün gün titreşimi bizi zorlayabilecek sorumlulukların varlığından söz ediyor ve bunun üstesinden gelmek, yaşamda yapma ihtiyacında olduklarımızın önceliğinin ne olduğunu belirlmekten geçiyor. Şimdi ne yapmalı, neyin farkına varmalı, değişimi önce kendi içimizde başlatacak olan nedir? İstediğimiz  nedir, bunun anlamı nedir ve o, ne ile uyum içinde kendi varlığını yaşamsal döngüde gösterebilir? Olduğumuz olur, bu kesin! O zaman ne olduğumuz ve bunu nasıl ortaya koyduğumuz önemlidir. İnsanı insan yapan, söz ve davranışındaki asalettir.

Bugün rehber kartımızın ‘’imparator’’ olduğunu görüyoruz ve bu kart bize ihtiyacımız olanın, yaşam akışında ipleri elimizde tutmak olduğunu söylüyor. Bilin ki her şeyin üstesinden gelinebilir; bununla birlikte bunu yapacak olan, henüz ölmeden ölümü kabul edip üzerine toprağı attırmış olan değil, güneşin doğacağını bilme halinde, karanlığın o en çöktüğü seher vaktinde, doğuşu var edebilmiş olanın kendisidir.

Bizim farkımız, yaratıcının yüreğindeki ışıkla dünyadaki varlığımızdır ve o yaratıcı biziz, bu kesin! Ondan gelip ona gitmekteyiz, o zaman onu bilip onda doğabilmeli ve bu doğumu ışığına kavuşturabilmeliyiz. Yaşam, ölümden ayrı bir yol değildir; yaşam, ölmeden ölenin, doğarak ölümsüzlüğü bulduğu bir nehirdir. Ölen, korku ve öfkesinde ölür ve doğan, güven ve sevgisinde doğar, bunlar kesin!

Bugün Ay, aslanda; karanlık, ışığını yakıyor. Ay dişidir, aslan bizi eril olan Güneşe götürür. Ay ve Güneş sahnede buluşuyor. Ay gizemlidir. Güneş parlaktır ve o her daim kendine açılan kapıları buldurur. Bugün batın olan, zahirde ışığını yakıyor. Saklı olanlar gün yüzüne çıkıyor. Herkes her şeyi biliyor ve kaçan, kaçtığıyla yüzleşiyor, emin olun ki böyledir. O yüzden, kaçtığınız ne varsa karşısına dikilin ve ona ‘’ Işığın, görmen için yeterlidir. ‘’ deyin ve çekilin, görecektir, tıpkı o an görüp özde olanı fark ettiğimiz gibi!

Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Bizim önce yüreğimizde her cana yer açıp yaşamı o yüreğe sığdırabilmemiz gerekir. O zaman yürek kelam eder ve bu kelam, resim yapar. O resimde ışık vardır ve o ışık, yarından bugüne sevgi olur akar. İşte bunu sadece insan yapar ve insanlaşmak önemlidir. İnsan korkan, öfkelenen ve kaçan değildir. O bilir ve bilen bildiğiyle kili, kumu uyandırabilir. Bunlar önemlidir.

Gün yöneticisinin Jüpiter olduğunu görüyoruz. Jüpiter, derin bilgelik ve anlayış gezegenidir. Bilgelik, bilginin ötesindeki biliş olma ve burada, özde bütün olup akma halidir. Her şey bize dillenir ve bizde dinlenir ve biz, her şey olup dillendiğimizde, bütündeki resim de ışığını yakabilir.

Korkan, korktuğu kadardır ve ötesinde olan, kapıları açabilecek güçte olandır. Bir yerden başlamak gerekir. Bu bazen eski bir dost olabildiği gibi, bazen tam da geride bıraktığımız bir yerde öylece duran bir hayalet olabilir. Eksik kalan ne varsa yaşamımızda, bir şekilde tamamlanabilme gayretindedir ve bizim bunun ne anlama geldiğini fark edebilmemiz gerekir. İşte o zaman deneyimler, eşsizliğinin ışığıyla gerçekleşebilir. Değilse hep benzerdir. Değiştirebildiklerimiz, değişimimizdir. Beceremediklerimiz, sürükleyip getirdiklerimizdir ve yükü ağır olan, köprüden geçemeyecektir. Dünya malı dünyada kalır; bununla birlikte insan hep dünyadadır ve burada görev taşır. Bunun farkına varmalıdır. Dünyada olmaktan öte, dünya olmalıdır ve bu bilinçle görüp duyabildiğinde, her şeyin farkına varacaktır. Bunlar önemlidir.

Bugün sizi derinkliklerinize davet ediyorum ve orada, sahip olduğunuz en yüce ışıkla size siz olup sesleniyorum. Aynadır baktığınız ve bendir gördüğünüz ve o ben, hepimiz ve hepimiz, o benin içindeyiz. Bugün ihtiyacımız olan yürek kapılarındaki ışık olmak ve bu ışığın hepimizden hepimize akıyor olduğunun  farkına varmak! Hatırlasaydım olurdu ve hatırladım oldu, bu hatırlayış bizim olduğunda, bunun bir anlamı olurdu ve öyle de oldu, dost ruhlar dostlarla buluştu ve bu buluşmada her can, yüreğinin ışığına kavuştu. İşte bu, şimdilik, aha şimdi!

Sizi seviyorum,

Hüseyin Akdağ

9 Eylül 2015 Çarşamba ( Ay Aslanda )




Gün Enerjisi ( Numeroloji ) : 26 / 8

Günün Rehber Kartı ( Taroloji ) : Araba

Güneş : Başak

Ay : Aslan ( 05:35 itibariyle )

Gün Yöneticisi : Merkür

Bugün en çok aklın ışığında kalmamız, adil olmanın gerçek anlamda ne olduğunu derinden sorgulamamız, verdiğimiz kararlarda bizi yönetenin içimizdeki şeytan mı yoksa özümüzdeki Tanrılık ışığı mı olup olmadığını derinden fark etmemiz gereken bir gündeyiz. Coşkunluk ile taşkınlık arasında çok ince bir çizgi vardır ve bizler bu çizginin ne anlama geldiğinin farkında olmalıyız. Güçlüyüz bu kesin; bununla birlikte bizi daimi kılacak olan bu gücü nasıl kullandığımız, işte bu önemli!

Rehber kartımız ‘’araba’’ bugünün bir yola çıkma günü olduğundan bahsediyor. Bir hareket var ve bizler bu hareketi yönetebilecek güçte olmalıyız. Sadece bulunduğumuz eylemler değil, ağzımızdan çıkanlar, aklımızdan geçenler, içimizdeki duygular bile bir alan teşkil ediyor ve biz tüm bunların ne anlama geldiğinin farkında olmalıyız. Savaşçı ruh uyanıyor; bununla birlikte gerçek savaş, barışa varandır ve buna olanak yaratandır. Aksi sadece zorbalıktır. Yaşamak ve yaşatmak için savaşılır, ölmek ve öldürmek için değil, bunları anlamak önemli!

Ay 05:35 itibariyle Aslana geçmiş bulunuyor. Yengeçte bizi etkilyen duygu yoğunluğu yerini daha hareketli bir enerjiye bıraktı, liderlik etmek istiyoruz; bununla birlikte bizim bu enerjiyi nasıl kullandığımız çok önemli! Gerçekten işimize yarar ve anlamı olan eylemlerde bulunmalıyız. Değilse olan, sadece var olan kargaşayı büyütmek olacaktır. Ateş, düşünmeden hareket eder ve bugün ince eleyip sık dokumamız gereken bir gündeyiz. Benin ötesinde bir biz var ve bizi istediğimiz yere götürebilecek tek kapı odur.

04:29 sularında ay boşlukta hareket etmeye başladı Satürn ile üçgen yaparak, bu küçük de olsa bir umut ışığıdır üzerimizdeki baskının biraz olsun hafiflemesi adına; bununla birlikte hala bir akış içindeyiz ve bu akışta kontrol sağlayabilmeliyiz. ‘’ Kontrolsüz güç, güç değildir. ‘’ ve kıran hiçbir güç, gerçek güç değildir; çünkü kıran, kıracak olanı yaratır ve kıran, en çok kendi ışığını kıracaktır.

Bugün gün yöneticisinin Merkür olduğunu görüyoruz. Merkür Tanrılar habercisi olarak geçer ve terazide, Venüsün de aslanda olduğunu düşünürsek ve Güneşin başakta, bugün sürecin gölge yönüyle manüpülasyonlar olabilir ve buna dikkat edilmelidir. İhtiyacımız olan barış sürecine öncülük edebilecek olan birlik ve bütünlüğü sağlayabilecek sağduyuyu oluşturabilmektir.

Bugün Merkür, 22:27 itibariyle Pluto ile kare yapıyor. Pluto bastırılmış duyguları verir. Kontrolsüz bir patlamanın oluşmaması için içimizdeki dengenin kurulması ve korunması gerekir. Süreç suçlu arama vakti değil, üzerimize düşenin ne olduğunu hatırlama ve buradaki duyarlılığı koruma günüdür. Gerçek güç, içimizde olandır ve bunu nasıl yansıttığımız da gerçekliğimizin farkında olup olamamızla alakalıdır. Bugün tüm bunlar önemli gözüküyor. Bizi birleştiren şeyi bulmayız ve bunu yaparken kimseyi yüreğin dışında bırakmamalıyız. Biz bırakmamalıyız ve herkes seçimini yapmalı, bu fırsatı tanımalıyız; çünkü dışarıda bırakan, dışarıda kalandır ve bunun farkına varacaktır. Bizler:

“ Bu memleketin topraklarında kanlarını döken İngiliz, Fransız, Avustralyalı, Yeni Zelandalı, Hintli kahramanlar!

Burada, dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler, mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız.

Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır.

Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır. ”

diyen bir Atanın çocuklarıyız ve yazımı bir Avustralyalı annenin Atamıza verdiği cevap ile bitirmek istiyorum:

“ Gelibolu topraklarında yitirdiğimiz evlatlarımızın acısını, alicenap sözleriniz hafifletti. Gözyaşlarımız dindi.

Bir ana olarak bana, bir güzelim teselli bahşetti. Yavrularımızın sonsuz uykularında, huzur içinde dinlendiklerinden hiç kuşkumuz kalmadı.

Majesteleri kabul buyururlarsa bizler de kendilerine Ata demek istiyoruz; çünkü, yavrularımızın mezarları başında söylediğiniz sözler, ancak bir öz babanın sözleri gibi yüce, ilahi.

Evlatlarımızı bir baba gibi kucaklayan büyük Ata’ya tüm analar adına şükran, sevgi, saygıyla... ”

‘’ Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur. ‘’

‘’ Yurtta sulh, cihanda sulh! ‘’

Bizi seviyorum,

Hüseyin akdağ