Gün Enerjisi
( Numeroloji ) : 24 / 6
Günün Rehber
Kartı : Şeytan
Güneş : Terazi
Ay : Balık (
22:43 itibariyle )
Gün Yöneticisi : Venüs
Bugün gün titreşimi önemli bir gün titreşimi olarak kendini
gösteriyor. Bugün yaşamımızda iç sesimizi duyarak hareket edebiliyor olmak,
ipleri ele almak ve bu anlamda uyanık olmak, verdiğimiz kararların bize çektiği
yeni bir yolculuk olduğunun farkında olmak önemli olacaktır. Yaşam göze aldıklarımızın
bizde yaktığı ışığın ve bunun armağanlarının toplamıdır ve bunun tam olarak ne
anlama geldiğini anlamak, bugün daha önemli olacaktır.
‘’şeytan’’ kartının bugün bize rehberlik etmekte olduğunu
görüyoruz. Gün titreşimi Venüsün aydınlık yönünü( 6 ) vurgularken, rehber kartımız
‘’şeytan’’( 15 ) Venüsün karanlık yönüne dikkat çekiyor. Sevgi ve tutku, gölgesinde
öfke ve hırs olarak vardır ve bizim tam olarak nerede durduğumuzun farkında
olmak önemlidir. Bugünün Venüs günü olduğunu da göz önünde bulundurursak bugün
ilişkilerimizden bize yansıyan gölgelerimizin farkındalığı önem kazanacaktır.
Gölge nedir? Gölge, varlığının çok da bilincinde olmadığımız,
daha çok bilinçdışı, özümüzü, onu maskeleyerek yansıtan parçalarımızdır. Özde
bunlar çok daha farklıdır; bununla birlikte dünyada gizli bir görünümü seçmiş
olabilir. Bu bizim ancak varoluşsal farkındalığımızla çözümleyebileceğimiz ve
daha bilinçli bir oluşumu mümkün kılabileceğimiz bir durumdur. Yeryüzünde her
yerde olunabilir. Bu, sonsuz özgürlük dahilindedir; bununla birlikte olduğumuz
her yerin bir yükü ve bunun bir anlamı vardır ve buradaki bilinçli seçimlerimiz,
bizi kendimiz olma yolunda, her şeyle bütünleşebilme şansına eriştirir. Bunlar
önemlidir.
Bugün gölgelerimizi keşfediyoruz. Dışarıdan kendimizi
gözlemliyoruz ve farkında olmadan kim olup yansıdığımızın farkına varıyoruz.
Bunu anlamanın en kolay yolu çevremizde eleştirdiklerimizi gözlemlemektir.
Mutlaka o parçalarımızda bize dair bir şey vardır bizden bize yansıyan ve onu
bulmak gerekir. Memnuniyetsizlikten olan şikayetim, memnun olamadığım bir
şeyleri işaret edebilir ve bunu itiraf etmekten kaçıyor olabilirim; çünkü
itirafım buradaki değişim sorumluluğunu da almak olacaktır. Sürekli öfkeli
kişilerle karşılaşmam, bastırdığım bir öfkem olduğu anlamına gelebilir. Dürüst
olmadıklarına inandığım kişilerle karşılaşıyor olmam, kendime karşı dürüst
olamadığım bir şeyler olduğu anlamına gelebilir ve bunların tam olarak ne
olduğunu çözümleyebilmek gerekir.
Jung bunlara ‘’içsel insanlar’’ der. ‘’içsel insanlar’’ımızı ve
bunun bizdeki anlamını keşfetmek bizi onlarla savaşmayı seçmek yerine onlarla,
yani kendimizle barışa götürebilecektir; zira onları var eden bizde saklı
olandan fazlası değildir. En azından burun buruna gelişimiz böyle bir hikaye
dahilindedir.
Ay bugün 22:43 itibariyle balık burcuna geçiyor. 07:03
itibariyle Venüs ile karşıt yaparak boşlukta hareket ediyor. Bugün pasif bir
hareket( içsel ) çok daha lehimize olacaktır. Bu karşıt açı Venüsün, Ayın
meydan okuyan rakibi olarak kendini göstereceği anlamına gelir. Duygularımızın
bizi Venüsün etkileyici gücünün karanlık tarafına geçerek durumları yanıltıcı
bir şekilde yansıtmasına izin vermemeliyiz! Duygularımız bizi yönettiğinde,
burada irademiz ve bunu temsil eden otoritemiz devre dışı kalır; bununla
birlikte biz onları yönettiğimizde doğamızı keşfederek ve buradaki gücü aktive
ederek yol alma şansı yakalanır. Duygular kendimizle ilgili henüz keşfetmemiş
olduğumuz derin bir denizdir ve bilinçsiz bir dalgıç için vurgun işten bile
değildir. Buradaki içsel uyum ve bütünlüğün sağlanarak hareket edilmesi birçok
süreci çok daha kolaylaştırma şansına sahip olabilecektir. Amaç, sessiz kalmak
değil, farkında bir ses olmaktır. Bastırılmış olan patlar ve sağlıklı olan en
doğru ifadeyi bularak kendimizi ortaya koyabilmektir. İşte bunlar önemlidir.
Ay Balığa geçene kadar daha yavaş ve rutin bir döngüde
kalmak tercih edilebilir. Balık teması bize derinleşme ve bütünleşme arzusu
getirecektir ve içimizdeki bilgelik bütünsel bir ışıkta kendini
dillendirecektir. Kaptırıp uçmayın! Hala dünyadayız! Bir balık konuşuyor!
Yerden alın göğe verin ve gökten alın yere verin, dengeyi koruyun!
Bugünün çok önemli bir diğer önemli olayı 09:57’de
gerçekleşen Plutonun ileri hareketidir. Plutonun geri hareket dönemi içsel
gücümüzdeki yoğunlaşmanın yükseldiği bir dönemdir. Plüton şimdilik bilinen bir
insanın gücünün ulaşabileceği son noktadır ve bilinçdışını temsil eder.
Bilincinde olmadığımız bir güçtür ve yaşamın çok ileri boyutlarında kendini
gösterir. Majik bir gezegen olduğu bilinir. Hipnotizmal bir gücü söz konusudur.
İyi- kötü eşiğinin ötesindedir. O, tüm potansiyellerdeki gücün simgesidir ve bunu yapabildiği her ne
şekildeyse hayata geçirecektir. Burada bizim öz farkındalığımız çok önemlidir.
O öfkenizde de sevginizde de size ışık tutabilir; bununla bilrikte öfkenizin
yıkıcılığı yaşamınızın da yıkılışı demektir. Yıkan, yıkılır. Bunu bilmek
gerekir.
Sevginin var ettiği bir yaşam, bizde var olan ve bize akan
sevginin de kendisidir. Bu anlamda 17 Nisandan bu yana gerçekleşen Plutonun
geri hareketi ile oluşan içselleşme süreci şimdi yaşam döngüsünde meyvalarını
verecektir. Pluton gücü doğum haritalarımızdan gözlemlenebilir ve bunun hangi
evimizde olduğu önemlidir. Bir burçta kalma süresi 11 ila 30 yıl arasıdır. Bu
yüzden kendisi gibi yavaş hareket eden Uranüs ve Pluton ile jenerasyon gezegenleri
olarak bilinir. Bu yıllarda doğan kişilerde ortak bir tema oluşturur.
Pluton, oğlaktaki bu yolculuğunda Satürn temasını
güçlendiriyor ve ölümsüzleştiriyor; çünkü Pluton ölümün çok ötesinde bir
güçtür. Satürnün de yayda olduğunu düşünürsek, bu dönem, ruh ve onun gücü ve
bunu yaşamımızda kullanabiliyor olmak hem daha büyük bir sorumluluk yüklüyor
hem de daha geniş bir çeperde bir potansiyeli var ediyor. Gücümüzü nasıl
kullandığımızın farkında olmak önemlidir. Cadılık kuralı ‘’ Yaptığın her şey,
en az kırk kere sana dönecektir. ‘’ Zaten Pluton da ‘’ büyücü, tedavici,
şeytan, cadı ‘’ olarak bilinir. Seçim bizimdir.
05:17 itibariyle Mars başak burcunda hareket etmeye başlıyor.
Artık bendeki çocuk bizdeki hizmet kavramına geçişini gerçekleştiriyor. Mars
başak burcunda enerjimizi nasıl kullandığımız önem kazanır. Verimlilik teması
ön plana çıkar. Burada da gücümüzü nasıl kullandığımız önemli olur. ‘’ doğru
dozaj ‘’ çıkış yolu olabilecekken, ‘’ titiz, telaşlı ve aptal ‘’ bir görüntü
çizmek sürecin gölgesinde kalmak olur. Enerjimizin tasarruflu kullanımı bizi
çözmek istediklerimizde çözüme, aksiyse detaylarda boğulup enerjimizi dağıtmaya
götürür. Her şeyi biz çözecek değiliz. Yardımcı olacağız diye kendimizi
kaybetmemeliyiz; çünkü biz yoksak artık hiçbir şey yoktur ve bazen yardımın
ardında kendi ihtiyaç duyduğumuzla yüzleşmekten kaçış olabilir! Sınırları
koruyarak öncelikleri belirleyebilmeli ve ardından esnemeleri kontrollü bir
şekilde gerçekleştirmeliyiz. İşte bunlar önemli!
Geldik nihayet ‘’AŞK DETOKS’’umuzun 3. gününe, bakalım bugün
neler gelecek, bırakıyorum ellerim yazsın, ben de okuyorum:
Bugün yaşam yolculuğunda en büyük adımın olan bir anla seni
karşı karşıya getirmek istiyoruz. İlk kez kaybettiğini düşündüğün an! İlk aşk
acısı da diyebiliriz buna, şimdi bu anı hatırla ve oradaki duygunun adını bul. Bu duygu sana neyi hatırlatmış olabilir?
Sence ne daha farklı olabilirdi ve o günden bugüne ne değişmiş olabilir? Her
birine bir kelime ekle! Dün, bugün ve yarın olsun bu kelimeler ve şimdi onları
yan yana yazarak meditasyona gir ve orada sana bir şeyden bahsedilecek seninle
ve yolculuğunla ilgili ve bu tek kelime olarak içine doğacak, onu bul ve şimdi
resmet! İşte bu kelime senin aramağanın, bugün bizden sana verildi ve kendinden
kendine! Şimdi onu al, onun açacağı bir kapı, yaşamında var. İşte bu, şimdilik!
Yolculuk devam ediyor, bunu hatırla!
Sizi seviyorum,
Hüseyin Akdağ
Gölgenin, aynayla karıştırılması çok sakıncalı bence. Ayna yani Bizi bize göstererek, bir dönem sanki söz birliği etmiş olan davranış veya kalıplar verir, Gölgeyse mutlaka kutupluluk içeren, zora sokan, hataya zorlayan dengesizlik yaratarak denge arayan, o hain öz kapatıcı durum: nihayetinde sizi kutbunuzla başedilebilir bir dengeye zorlarken, benden parça diyerek ayna zannettiğimizde onu çekmek veya itmek anlamına gelir
YanıtlaSilAyna ve gölge çok kez birliktedir; zira her şey birbirinin içinde değil midir? Mühim olan bizim neyi görmeyi seçtiğimiz... Gölge, gölgede olana aynalık eder ve bu bizim, bizimle buluşurken önümüzde duran engelin kaldırılışı olur. Ayna özde, gölge onu idrakta zorlanan zihindedir. Değerli takibiniz ve güzel katkınız için çok teşekkür ederim, sesleşmelerimize keyifle devam edebiliriz, en güzeli yüreğimizden geçeni ifade edebilmektir, yüreğim dolusu sevgiler...
Sil